Burdur Kültürel Değerlere Sahiptir

Burdur, tarihi kültürü ve paha biçilemez değerleriyle değişmeyen bir şehirdir. Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle birlikte Pisidia, Bizans İmparatorluğu'nun eline geçmiş ve bölgenin önemli merkezleri eski formunu kaybetmiştir. Bu sıkıcı çağ, M.S. 11. yüzyılın sonlarına doğru Türk egemenliğinin başlangıcına kadar devam etti. 1071-1100 yılları arasında Anadolu'ya gelen Türklerden Kınalı boyu Pisidia'ya gelerek Burdur'a yerleşmiştir.

Selçuklu Devleti'nin egemenliğine giren şehir, 1075-1120 yılları arasında sınır şehri olarak varlığını sürdürmüştür. Selçuklulardan sonra Hamitoğulları Beyliği topraklarına katılan şehrimiz, Selçuklular döneminde Hamitoğulları Beyliği'nden satın alınmıştır. O dönemde Tirkemiş kazası olarak bilinen Burdur, Yıldırım'ın 1391 yılındaki seferi sonunda Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 1920 yılında bağımsız sancak haline gelen Burdur, Cumhuriyet'ten sonra 1923 yılında il olmuştur.

Burdur kültür ve medeniyetin merkezidir

Burdur Adı (BURdaDUR) Şehrimizi kuran Türkmen boylarından Kınalı boyu mensupları burayı bulup bölgenin güzelliklerini görünce "Burası cennet" demişler. "Burada dur" dediler. "Burada durun". Zamanla halk arasında kelime "Burdur"a dönüştü. Antik Yunan Mitolojisinde kahraman Ulis (Aşil) tanrıların gazabına uğrar ve Yunanistan'dan sınır dışı edilir. Geceleri Antalya yakınlarında kutup yıldızına bakarak kuzeye doğru ilerledi. Önünde bir göl beliriyor ve görünmeyen bir ses ona Yunanca ve eski Latince bağırıyor: "Ezostas, burada dur." Ulis burada duruyor ve orayı evi olarak tutuyor. Selçuklular Anadolu'yu fethettikleri sırada Burdur'u ele geçirdiler.

O sırada buranın adının "Ezostas" olduğunu öğrenirler. Yunanca bilmedikleri için ne anlama geldiğini soruyorlar. Bunun "burada dur" anlamına geldiğini öğrenirler. Buraya yerleşen Türkmen boyları zamanla "burada dur" kelimesini "Burdur" olarak telaffuz etmeye başlamış ve bu kelime şehrin yeni adı olmuştur.